19 Nisan 2014 Cumartesi

inekle blog rehberlik mix

1TEOG Türkçe Konuları ve Tavsiyeler

Ortak sınavın (TEOG) bir diğer kilit dersi de her zaman olduğu gibi Türkçe! Sınava bir hafta kala doğru bir sistem ile Türkçe netlerinizi arttırmanız ve sınav puanınızda da anlamlı bir yükseliş yakalamanız mümkün. İlk olarak fiilimsiler konusu vardır. Fiilimsiler konusunun üzerinde ciddi bir hakimiyet yakalamak istiyorsanız, öncelikle fiil nedir onu iyi kavramalısınız. İş, oluş, hareket bildiren kelimeleri gördüğünüz an tespit edebilmelisiniz. Çünkü, fiilimsiler bir nevi fiil konusunun alt konusudur. Öncelikle 7.sınıfta işlenen fiiller konusunu tekrar etmenizi tavsiye ediyorum!
O konuyu kavradıktan sonra fiilimsilere geçtiğinizde isimfiil, sıfatfiil ve bağfiilleri öğrenirken ekleri ezberleseniz dahi eklere bakarak fiilimsi çeşidini tahmin etmekten kaçının. Bir fiilin isimleşmesinin isimfiil, sıfatlaşmaşının sıfatfiil, iki öğeyi veya iki cümleyi bağlamasının da bağfiil olduğunu bilmeniz gerekir.
Fiilimsiler örnek bazlı bir konudur. Konuyu ne kadar iyi anladığınızı düşünürseniz düşünün çok fazla örnek soru görmelisiniz. Benim öngörüm konuyu tamamlamak için en az 100 soru çözmeniz gerekir.

İkinci konu cümlenin öğeleri konusudur. Bu da yine yoruma açık bir konudur. Sizden temel öğeler olan yüklem beklenir. Bu konu için ise en az 70-80 test sorusu çözülmelidir. Ayrıca, günlük konuşmalarınızda da cümlelerinizi aklınızda öğelerine ayırmaya çalışmak da fayda sağlar.

Üçüncü olarak paragrafta anlam konusu gelir. Bu konu hem bu sınavda hem de öğrenim hayatınız boyunca gireceğiniz tüm sınavlarda karşınıza çıkacak ve ayırt edici olacaktır. Bu nedenle tavsiyem paragrafta anlam konusunu çalışmayı kısa tutup soru çözümüne ağırlık verilmesidir.Birçok öğrencimde gördüğüm eksiklik uzun olan paragrafları pas geçmeleridir ki bu ciddi bir hatadır. Çünkü görüyoruz ki her yıl sınavlarda paragraf uzunlukları gittikçe artıyor. Yani, uzun bir metni doğru yorumlayabilenler bir adım öne çıkıyor. Bu nedenle çekinmeyin, ertelemeyin ve çok uzun paragraflarn üzerine gidin. Unutmayın ki, bu bir sıralama sınavı ve sınava iyi hazırlanan binlerce öğrenciyi birbirinden ayırt etmek için mutlaka can alıcı sorular hazırlanacak! Türkçe dersinde paragraf yorumu ayırt edici bir özelliği sahip. Paragraf yorumundan en az 120 soru çözmenizi tavsiye ediyorum.

Herkese iyi çalışmalar!
Emre Solmaz – inekle’nin Eğitim Danışmanı

 

2Sınava Nasıl Çalışılır?


Sınavlara hazırlanırken herkesin benzer çekinceleri ve soruları oluyor. inekle’nin Eğitim Danışmanı Emre’ye bu soruları yönelttik ve birçoğunuzun aklına takılan sorulara cevap verelim istedik.
Öğrenci öğrendiklerini okuyarak mı yoksa soru çözerek mi pekiştirmeli?
Bu konu iki bölümde incelenmelidir. Bahsettiğimiz sözel (coğrafya, tarih, dil ve anlatım, edebiyat vb.) bir ders ise o zaman öncelikli olarak konu çalışılması gerekir. Konular önce bir kez direkt okunmalı, sonra altları çizilerek bir kez daha okunmalı ve 3. dönüşte altı çizili kısımlar yazılarak tekrarlanmalıdır. Ardından da testlere yönelinmelidir.
Sayısal (matematik, geometri, fizik, kimya, biyoloji) dersler için ise konu okumaktan ziyade, konular için anahtar olan kısımlardan formül kağıtları hazırlanmalıdır. Bu kağıtlar önlerinde birkaç test çözerek formüllerin ve kavramların yerleştiğine inandıklarında bu sefer de kağıtlar önlerinde olmadan soruları çözüp, pekiştirmelerini tavsiye ederim.
Haftada kaç soru çözülmeli?
Bu konuda direkt olarak sayı vermek yanlış olacaktır. Öğrencinin yapısı ve hedefleri bu sayıyı saptamakta önemlidir. Ancak, genel konuşmak gerekirse bir öğrenci herhangi bir konudan 200 soruyu çözdüğünde minimum 175 tanesini doğru cevaplayamıyorsa konu tam olarak kavranmamış demektir.
Öğrenci kendini zor soruları çözerek mi test etmeli?
Zor soruları çözmek ancak A+ öğrenciler için mümkün olan bir durumdur ve öğrencilerin geneli için tehlikelidir. Çünkü öğrencilerin %90′ı zor olarak tabir edilen soruları çözemezler. Bu da öğrencilerin ders çalışmaktan tamamen uzaklaşmasına sebep olabilir. Bu yüzden öğrencilerin kademeli soruları içeren kitaplara yönelmesini tavsiye ederim.
Bir dersten en yüksek verim nasıl alınır?
Klişe gibi gelse de dersi sevmek çok önemlidir. Dersi sevmek ve dersin amacını anlamak çok önemlidir. Mesela bir öğrenci fizik dersinin amacının doğada olan olaylar ve onların sayısal hesaplamaları olduğunu özümsemelidir. Ya da tarih dersinin amacının geçmişte olan olaylardan ders çıkarmak ve tarih dersinin sebep sonuç ilişkisine dayalı olduğunu bilmelidir. Bunun dışında, öğrencilerinkonu çalışmak ile soru çözmeyi paralel yürütmelerini tavsiye ederim. Ayrıca, öğrencilerin bir çoğunda gördüğüm en önemli yanlış, yapabildikleri ve kendilerine kolay gelen dersleri bolca çalışıp başarısız oldukları derslerden kaçmalarıdır.

 

3Eksiklerimi nasıl kapatırım?

inekle’nin tanıtım filminde de dediğimiz gibi “Dersler, sınavlar, projeler…Hepsinin altında ezilmemek mümkün mü?” Her gün ayrı bir stres yaşadığınızı az çok anlıyoruz, anlamaya çalışıyoruz. Nerede yanlış yaptığını bilmek, eksiklerini fark etmek ve çalışmalarını bu doğrultuda planlamak daha başarılı olmak ve gerçek anlamda öğrenmek için kritik.
Peki, nerede eksik olduğunu nereden bileceksin? Merak edenler içininekle’nin Eğitim Danışmanı Emre Solmaz’ın birkaç tavsiyesi var.
Bunun için birçok yol var. Öğrencinin deneme sınavlarında üst üste aynı konudan soruları yapamıyor olması bunlardan biridir. Ayrıca okulda bir sınav genellikle ya bir ya da iki konudan yapılır. O nedenle sınavdan düşük not alması o konulardan eksik olduğunun bir göstergesidir. Öğrenci evde kendi başına eksiklerini tamamlamak istiyorsa o zaman kalın test kitaplarına yönelmelidir.
Çünkü, kalın test kitapları aynı konudan çok sayıda test barındırdığından her konu kendi içinde detaylıca taranabilir. Özetle bir gerçek var ki amaç YGS ve LYS sınavlarından iyi sonuç almaksa, eksiklikler ancak çok fazla test çözerek tamamlanabilir.”

4Sözel Derslere Nasıl Çalışılır?

ÖSYM sözel dersler için sanılanın aksine sadece ezbere dayalı soru üretimi yapmamakta. Nitekim bu alandaki öğrencilerin ileriki dönemlerde okuyacağı bölümleri düşünürsek, sadece ezbere göre öğrenci elemesinin mantığı yok. YGS ile LYS sözelini karşılaştırmak gerekirse: YGS sözelinde genellikle verdiği bilgiyi yorumlatırken, LYS sözelinde bilmenizi beklediği bilgiyi yorumlatır. Bu yüzden bilgi yorumlama ortak noktadır.
Sözele hazırlanırken bizim tavsiyemiz; sözel konuları çalışmak kadar bunları tartışmak ve yorumlamak da önemli. Ya kendi içinizde konular üzerine yorumlar yapın ya da bilgi düzeyi size yakın arkadaşlarınızla tartışarak çalışma yoluna gidin.

 

 

 

5Verimli Ders Çalışma Yolları

Ders çalışmanın birçok öğrenci için malesef bir zorunluluktan öteye geçemediğini biliyoruz. Eğitim-öğretim hayatınının daha keyifli, verimli ve sorunsuz bir hal almasını istiyorsan eğer, ders çalışmayı bir zorunluluk olmaktan çıkarıp,  daha keyifli bir “aktivite” haline getirebilirsin. En azından daha verimli ve etkili çalışmayı öğrenerek derse ayırdığın süreyi en iyi şekilde kullanabilir ve bu sayede yapmak istediğin diğer işlere de, kendini kötü ve suçlu hissetmeden zaman ayırabilirsin! Unutma, önemli olan kaç saat boyunca çalıştığın değil, ne kadar kaliteli çalıştığın.
Daha düzenli ders çalışmak için inekle’den de faydalanabilirsin. inekle‘de kendi seçtiğin bir öğretmen ile her gün ya da haftanın belli günleri için sözleşebilir, günlük ödevlerini beraber yapabilir ve o gün okulda işlediğiniz konuların üzerinden beraber geçebilirsiniz. Hem biriyle çalışmanın keyfine varabilir hem de sorun olduğunda ya da kafan karıştığında takılmadan ilerleyebilirsin.
Nasıl Daha Verimli Çalışılır?
Bir Planın Olsun. Kimse bir günde aniden verimli bir şekilde çalışmaya başlayacağını ve çok başarılı olacağını söylemiyor. O yüzden hemen pes etmemen gerektiğini baştan söyleyelim. Düzenli ve programlı olmak için çaba sarfetmen önemli.
Çalışmak için masana oturduğunda ne çalışacağını, nereden başlayacağını bil. Düzenli olarak çalıştığın müddetçe bu bir süre sonra senin için çok doğal bir hal alacaktır zaten, merak etme. Okuldan geldiğinde bir süre dinlenebilir, sonrasında ödevlerini tamamlayabilir ve o günkü derslerde aldığın notları hızlıca okuyabilirsin. “Ya ne okuycam da zaman kaybedicem” diye düşünme. Notlarını hikaye okur gibi oku. Günlük yapacağın bu kısa tekrarlar sayesinde sınav döneminde her şeyi en baştan, sıfırdan çalışman da gerekmeyecek ve en nihayetinde çok zaman kazanmış olacaksın. Dilersen notlarına yatmadan önce de göz gezdirebilirsin. İşte, bu noktada düzenli ve anlaşılır, geri dönüp okumak isteyeceğin şekilde ders notu tutmak önemli. Bununla ilgili yazımızı okuyup, bilgi almak istersen; tıkla!
Tabii, her şeyden önce kendini tanıman önemli. Eğer, okuldan gelir gelmez arayı soğutmadan önce ders çalışmak senin için daha kolaysa ve bu sayede daha verimli olacaksan programını bu şekilde oluşturabilirsin.
Mola Ver. Sen bir makine değilsin! Ders çalışırken kısa molalar vermeli, kendini ve kafanı tazelemelisin. Çalışma süreni 45-50 dakikalık parçalara bölebilir, aralarda da 10 dakika mola verebilirsin. Burada disiplinli olman ve moladan derse geri dönebilmen önemli. Eğer derse devam etmezsen, bir diziye ya da facebook’a takılıp gidersen o gece ya da ertesi gün okulda yaşayacağın pişmanlığı düşün. Kendini boş yere strese sokma!
Kendini Ödüllendir. Kendine küçük küçük hedefler ve bunların sonunda da minik ödüller koy. Bunlar bir ödevin 3 sorusunu tamamlamaktan bir testi bitirmeye, 5 sayfa okuma yapmaktan ders notlarını tamamlamaya kadar farklı hedefler olabilir. Ödüller ise yine minik olsun. 2 sayfa okuma yapıp kendini 3 saat dinlenmeyle ödüllendirme, yani kendini kandırma : )
Hayal Kur, Motive Ol. Ne istediğini anla ve kendine ulaşabileceğin ve vazgeçmeyeceğin bir hedef belirle. Bir hedefin olduğunda çalışmak da, dersler de, okul da daha anlamlı olacak emin ol. Kendini çalışırken ve sonrasında rahatlamışken hayal et.
Ulaşmak istediğin hedefi düşün. Ödevlerinin bittiğini, sözlüde takır takır her soruya cevap verdiğini, sınavı geçtiğini ya da istediğin üniversitede yepyeni arkadaşlarınla olduğunu. Hayal et ve ona ulaşmak için elinden geleni yap.
Hazır Çalışıyorken, Boş Durma Öğren. Şu an çalıştığın, çalışmak zorunda olduğun birçok konu sana sıkıcı ve gereksiz gelebilir. Ancak, madem okuyorsun ve çalışıyorsun, hazır bunu yapıyorken okuduklarını anlayarak ve sorgulayarak bunu daha eğlenceli ve öğretici hale getirebilirsin. İçindeki merak duygusunu biraz olsun alevlendirmen yeterli. Sadece okul için öğrenme, kendin için öğren, bilgi sahibi ol.
Nerede Çalıştığın da Önemli. Birçok öğrenci konsantre olmaya pek de elverişli olmayan ortamlarda çalışma hatasına düşüyor. Etrafında, zaten zorla çalıştığın dersten daha enteresan bir şeyler bulmak senin için çok da zor olmayacaktır. O nedenle çalıştığın yerde dikkatini dağıtacak, ilgini çekecek şeylerin az olmasına özen göster. 
Örneğin dağınık bir masa konsantre olmanı zorlaştıracak ve gözün hep başka şeylere kayacaktır. Burada da önemli olan yine senin kendini tanıman. Herkesin ideal çalışma ortamı farklıdır. Müziksiz yapamam diyenlerdensen çalışırken dinleyeceğin müziği seçmende yardımcı olabilecek tavsiyeler için tıkla!

6Sınav Haftası Ne Yapmalı?

Hem sizler, hem de üniversiteliler için sınav haftaları gelmiş bulunmakta. İsminden dolayı (SINAV HAFTASI) stresi de ağır oluyor bu dönemlerin. “Hafta/lar” olması itibariyle sanki hiç bitmeyecekmiş gibi geliyor. Stres yapmayın demiyoruz çünkü “He tamam o zamaaan” diyip, birden stressiz günlere kavuşmayacağınızı biliyoruz. Ancak, eğer gerçekten istiyorsanız, bu haftaları biraz daha verimli geçirmenin yolları tabii ki var. “Peki ne yapmalı, nasıl daha iyi çalışabilirim?” diyorsanız, buyrun.
İyi beslenin. Karbonhidratı ya da şekeri yüksek yiyeceklerden uzak durun. Bu tür yiyecekler kısa vadede sizi ayakta tutacak olsalar da, vücudunuzun iyi çalışmak için asıl ihtiyacı olan şey protein! Siz Google’a proteinli gıdalar yazmadan önce biz hemen birkaç tane sıralayalım; et, yumurta, süt, yoğurt, peynir, mercimek ve fasulye başta olmak üzere baklagiller.
Spor yapın, hareket edin.  Bu hemen gidip bir spor salonuna yazılmanız anlamına gelmiyor tabii. Çalışmaya ara verip yapacağınız kısa bir yürüyüş ya da odanızda yapacağınız birkaç egzersiz hareketi dahi daha konsantre ve verimli çalışmanızı sağlayacaktır. Hem biraz hareket her zaman iyidir! 
Sabahlamayın. Sabahlara kadar çalışmak belki kendinizi iyi hissettirecektir. Kendinizi çok çalışmış gibi hissedecek, çevrenizdekilere “Sabahladım ben ya” diyebileceksiniz. Ancak, sabahladığınızda bir saatten sonra kafanız yavaş çalışmaya başlar, öğrendiğinizi düşündüğünüz şeyleri hemen unutma riskiniz artar ve kafanız karışabilir. Tüm bunları yaşamasanız bile ertesi gün sınav esnasında yorgunluktan kafanızı toparlayamayacağınız kesin. Konsantre olabilmek, odaklanabilmek için vücudunuzun uykuya ihtiyacı var. Dinlenmiş bir şekilde girdiğiniz sınavlarda çok daha iyi yapacaksınız.
Çalışırken kısa molalar verin. Örneğin, derse ara verip bir arkadaşınızla ya da ailenizle 10 dakikalık kısa bir sohbet rahatlamanızı sağlayacaktır ve  derse geri döndüğünüzde daha kolay odaklanabileceksiniz. Ne zaman mola vereceğinizi bilmeniz de önemli. Tam konunun ortasında pat diye kalkıp, ben bir mola vereyim derseniz, o ana kadar çalıştıklarınızın da bir anlamı kalmaz. Ne yapıyorsanız onu bitirin, geri döndüğünüzde baştan hatırlamak zorunda kalmayın. Ve unutmayın sadece 10 dakika. Havaya girip, saatlerce muhabbet etmeyin!
Çalışmanızı kısa sürelere bölün. Diyorlar ki, matematik ya da fizik gibi derslere çalışıyorsanız sadece 1 saat kadar iyi derecede konsantre olabilir ve verimli çalışabilirsiniz. Bu 1 saat sonunda ya da veriminizin düştüğünü hissettiğiniz anda (bu derse başladıktan 2 dakika sonra olmasın tabii) ara verin ve 5-10 dakika tamamen farklı bir şey yapın. Diğer yandan, okuma / anlama yapıyorsanız, 2-3 saat durmadan çalışabilmeniz daha mümkün.
Sosyal ağlardan, telefondan uzak durun. Facebook, Twitter ve kullandığınız diğer tüm sosyal iletişim teknolojileri… 7/24 bunlara bağlı olmanız büyük bir dikkat dağınıklığının da habercisi. Facebook’unuzu, mesajlarınızı kontrol etmek için belli zamanlar ayırın kendinize – 2 saatte bir mesela. Yapabilirsiniz!
Zorlandığınız derslerin öğretmenleri ile konuşun. Birçok öğrenci öğretmenlerinden kaçacak yer alıyor, olabildiğince minimum iletişime girmek için elinden geleni yapıyor. Derslerle ilgili bir sorununuz varsa, bazı şeylere yetişemiyorsanız ya da anlamadığınız bir konu varsa öğretmenlerinize sormaktan çekinmeyin. Fikir alın, zorlandığınızı kabul edin, samimi olun, faydasını göreceksiniz. Bu noktada inekle’den de olabildiğince yararlanabilirsiniz. Zaman darlığından ya da çekindiğinizden başkalarına soramadığınız soruları her zaman inekle’deki üniversitelilere sorabilir, konuyu öğrenene kadar çalışabilirsiniz.
Arkadaşlarınızla çalışın. Günümüzde malesef ki çok zor olduğunu görüyoruz ancak rekabeti bırakın ve arkadaşlarınıza kucak açın   Karşılıklı notlarınızı paylaşabilir, birbirinize konu anlatabilir ve birbirinizi test edebilirsiniz. Unutmayın, öğrenmenin bir yolu da öğretmekten geçiyor. Başkalarına ders anlattıkça hem bildiklerinizi pekiştirirsiniz hem de arkadaşlarınıza yardım etmiş olursunuz. “Başkaları önüme geçer mi?” kaygısını taşımayın. Siz sadece kendinizden sorumlusunuz. Ayrıca, karşınızdakinin size bilmediğiniz bir şeyler öğretebileceğini unutmayın! Diğerlerinin başarısızlığı üzerinden başarı sağlamaya çalışmayın.
Pineklemeyin, inekleyin. Sınav dönemlerinde en büyük yardımcılarınızdan biri de inekle.com. İhitiyacınız olduğu an bir tık uzağınızda, size yardım edebilecek üniversiteliler var. Üstelik Türkiye’nin neresinde olursanız olun bu rahatlığa sahip olmanızın büyük bir lüks olduğunu unutmamalı. İsterseniz kendinize bir öğretmen seçip düzenli olarak onunla çalışabilirsiniz. Ya da isterseniz o an kim müsaitse onunla çalışabilirsiniz. Burada, kendi eğitiminizde söz sahibisiniz; kimden ne kadar ders alacağınızı öğrenciler olarak siz kendiniz belirliyorsunuz.

7Üniversite Tercihi Yapacaklara Tavsiyeler

LYS ve YGS bitti ve sıra geldi tercih dönemine. Üniversiteye bir adım kala vereceğiniz bu önemli kararı bir kabusa dönüştürmeyin. İyice düşünün, ne istediğinizi tartın ve sakin bir şekilde seçimlerinizi yapın. Bu tercih döneminde aklınızda tutabileceğiniz birkaç tavsiyemiz var.
1. Tercih yaparken puanınızı değil sıralamanızı ve yüzdelik diliminizi dikkate alın.
Çünkü katsayılar her sene farklı faktörlerden etkilenirler. Ancak sıralama daha gerçekçi bir tahmin yapmanıza yardımcı olabilir.
2. “Çok da içimden gelmiyor” dediğiniz hiç bir bölümü tercih etmeyin ve bir kez daha sınava hazırlanmaktan korkmayın.
Çünkü bir yıl aslında uzun ömrünüzde çok kısa bir süre ve verimli bir çalışmayla 80.000′den ilk 10 000 seviyesine kadar çıkabilirsiniz.
3. Tercih edeceğiniz üniversite bir vakıf üniversitesi ise direkt olarak okulun öğrenci işlerinden ve okuyan öğrencilerinden okula dair bütün detayları öğrenin.
Çünkü her vakıf üniversitesinin kuralları farklıdır. Eğitim ücretlerinin yıllık artışında hangi yöntemin kullanıldığını öğrenin. Örneğin bazı vakıf üniversiteleri TEFE-TÜFE’yi geçmeyecek şekilde ücret artışı yaparken bazı üniversiteler okul bütçesi göz önüne alınarak artış yapar ki bu da son derece ucu açık bir tanımlamadır. Ayrıca burslu bölüm tercih eden öğrenciler bursun hangi durumlarda kesileceği hangi durumlarda askıya alınabileceğini öğrenmeyi unutmasınlar. Yani koşulsuz 7 yıl devam mı edecek yoksa ortalaması 2.00 ‘ın altına düştüğü an kesintiye mi uğrayacak? Bunun dışında vakıf üniversiteleri ingilizce eğitime ağırlık verdikleri için hazırlık sınıfları devlet üniversitelerine nazaran daha yoğun geçer ve hazırlık sınıfında zorlanan öğrenciler olabilir.
4. Meslekleri gerçek anlamda öğrenin. Mümkünse o meslek gruplarından profesyonel insanlarla konuşun.
Örneğin kimya mühendisliği kimyagerliğin üzerinde bir bölüm değildir. Kimya mühendisi ve kimyager aynı iş kolunda farklı pozisyonlarda çalışan insanlardır.
Ayrıca aynı bölüm farklı üniversitelerde farklı müfredatlara sahiptir. Mesela Fizik bölümünü ele alırsak; bir üniversitede Katı Hal Fiziği ağırlıklı eğitim verilirken, öbür üniversitede farklı bir eğitim verilebilir. Bu nedenle tercihlerinizi yaparken hem bölümü hem de üniversiteleri iyi araştırın. Siz matematikçi olmak isteyip Boğaziçi Üniversitesi Matematik Bölümünü yazarken aslında istediğiniz tarz bir matematik eğitimi Yıldız Teknik Üniversitesi’nde veriliyor olabilir.
5. “Şu bölümün iş alanı yok, mezunları iş bulamıyor” gibi genellemeleri ciddiye almayın.
Unutmayın ki işe diplomanız değil, siz gireceksiniz. Kişisel özelliklerinize uygun, kendinizi gösterebileceğiniz bütün meslek gruplarında yeteri kadar gelir elde edebilirsiniz. İsteyerek okuduğunuz bir bölüm ardından severek yaptığınız bir iş, sonunda başarı da getirecektir!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder